11 Eylül 2016 Pazar

Bundan Sonra Sendikal ve Siyasi Ayrımcılık Yapan Alçak Oğlu Alçaktır!


Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen Genel Başkanı İsmail Koncuk gündemdeki önemli gelişmeleri Kanal B’de yayınlanan “Güncel” programına değerlendirdi.

15 Temmuz darbe girişimi sonrasında başlatılan FETÖ soruşturması kapsamında görevden alınan memurların durumuna dikkat çeken Genel Başkan Koncuk, Cumhurbaşkanı’nın “memurları atma yarışına girmeyin, adil olun” uyarısını hatırlatarak şunları söyledi:

“Ülkemiz, 15 Temmuz itibariyle direkten döndü. Alçakça bir darbe girişimiyle karşı karşıya kaldık. Bunun yarattığı travma ve etkileri hala devam ediyor. Hükmet de bu darbeye dayanarak olağanüstü hal ilan etti.. Bu kapsamda da yapılan soruşturmalar neticesinde, kamuda açığa alınmalar ve meslekten atılmalar devam ediyor.

Darbe girişimi sonrasında Hükümetin, bir infialle olayları sağlıklı değerlendirememesi sonucunda, olması gerekenden daha sert ve radikal adımlar atmasını ilk başta anlayabiliriz. Hükümetin bu tedbirleri dikkatle, hukuk ölçülerini terk etmeden, insan hakları temelinde yapmasını uygun buluyoruz. Türkiye Kamu-Sen olarak soruşturmaların böyle yapılması gerektiğini her yerde ifade ettik. Ancak, geldiğimiz süreç, yaşadığımız sürecin biraz daha yumuşatılmak zorunda kalındığını gösteriyor. Cumhurbaşkanı’nın ve Başbakan’ın açıklaması, bundan sonraki süreçte biraz daha aklıselimle ve adaletle yaklaşım sergileneceğini düşündürüyor.
Hain darbe girişimi sonrasında hükümet kaynaklı, FETÖ terör örgütüne karşı sert açıklamalar yapıldı. Bundan dolayı da istihbarata dayalı mevcut listelerden açığa alınmalar yapıldı. Benzeri olaylar devam ediyor. Biz zaten en başından beri hep sükûnet ve sağduyulu hareket edilmesini istedik. Her zaman “At izi it izine karışmasın” dedik. Kurunun yanında yaşın da yanmaması gerektiğini ifade ettik. Ama maalesef karıştı. Hukuku temel aldığımızda TCK’da yer almadığı halde, birçok suçtan dolayı çalışanlar açığa alındı.

Bazı Valiler tarafından da bu dönemde ilginç uygulamalar yapıldı. Biz bunların da takipçisiyiz. Aklıselimi kaybetmiş uygulamalar devam ederse, gerekli raporları belgelerle birlikte ilgili mercilere göndereceğiz. Sayın Cumhurbaşkanı dahi yapılan soruşturma sonuçlarından rahatsızlık duyduğu için ikaz etmek zorunda kaldı. FETÖ ile uzaktan yakından ilgisi olmayan insanların dramı Cumhurbaşkanına ulaşıyor ki, kendisi bu açıklamayı yapmak zorunda kaldı. Cumhurbaşkanı’nın ve Başbakan’ın da açıklamaları önemli bir dönemece girdiğimizi gösterir. Bundan sonra, Valiliklerde kriz merkezleri oluşturmaları ve 50 binin üzerinde yapılan açığa alınmaların yeniden değerlendirilmesi gerekmektedir. Bugünlerde mağduriyet yaşayan ve sendika üyesi olan olmayan herkes yanımıza geliyor ve durumlarını anlatıyorlar. Biz de kendilerini dinliyoruz. İlgili mercileri bilgilendirerek yardımcı olmaya çalışıyoruz.

Bir kez daha belirtmek gerekir ki, gerek MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin hukuk içerisinde kalınması konusundaki ısrarlı vurgusu, gerek CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun adil olunması konusundaki sağduyulu açıklamaları önemlidir. Başından beri yaptığımız, hukuka bağlı kalınarak, adil bir sorgulama çerçevesinde hareket edilmesi konusundaki açıklamalarımız da ortadadır. Bu gayretler neticesinde aklı selime dayalı uygulamaların harekete geçeceğini ümit ediyoruz.”

KONCUK: MAĞDURİYET YAŞAYAN MEMURLARIMIZ VALİLİKLERE, BAŞBAKANLIK’A VE BAĞLI BULUNDUĞU BAKANLIKLARIN İLGİLİ BÖLÜMÜNE DİLEKÇE VEREBİLİR

Yaşanan soruşturmalar sonucunda haksız yere görevden alınan memurlarımızı uyaran Genel Başkan, yetkilileri sağduyulu davranmaları konusunda ikazda bulundu. Art niyetli davranarak durumdan istifade etmeye çalışan bürokratların peşinde olduklarını da belirten Koncuk:

“Yapılması gerekenler bellidir. Valilikler bünyesinde kriz masası oluşturulmalı. Bu kriz masasına haksızlığa uğrayıp meslekten atılanlar başvuruda bulunmalıdır. Bütün kamu çalışanlarına şunu tavsiye ediyorum; Valiliklere durumların anlatan dilekçe versinler. Bu dilekçeden Başbakanlığa ve bağlı bulundukları Bakanlıkların ilgili bölümlerine iletsinler. Durumlarının yeniden değerlendirilmesini ve mesleklerine yeniden dönmeyi talep edebilirler.

O kadar lüzumsuz meslekten atılmalar oldu ki. Yıllardır tanıdığım insanlar var. Kendisine uygun olduğunu düşündüğü için Bank Asya’ya sadece 500 lira yatırmış. Bundan dolayı da açığa almışlar. Hikayelerini dinlediğim zaman tüylerim diken diken oluyor. Öyle şeyler var ki, mesela bir sendika üyesi olduğu için açığa alınanlar da var. Kamu çalışanlarının bir kısmının sendika üyeliği hatıra dayalı olabilir. Niğde’ de Türk Eğitim Sen üyesi bir arkadaşımızın, aidatının üye olmadığı halde, bir başka sendikaya kesildiğini öğrendim. Başkaları evrak düzenleme programı üzerinden aidatlarının başka bir sendikaya üye olarak göstermiş. Bundan dolayı açığa alınmış. Bir insanı bir şeyle suçluyorsunuz ama önce bir sorun, soruşturun. Örgüt elemanlarının kullandığı yazılım programı varmış. Benim yanıma gelenlerden bazıları da bu programa girmekten dolayı meslekten atıldılar. O kişiler bunun adını bile bilmiyor, ama programı kullanmaktan suçlanıyor. Bütün bunları değerlendirmeden, insanlara sormadan, bu programa girmiş diye atarsanız doğru sonuca ulaşamazsınız.
657 sayılı kanuna bağlı olanların soruşturmalarını bu şekilde doğru yapamazsınız. Bütün o insanları terörist olarak değerlendirmek doğru değildir. Hukuk içerisinde çözüm bulmamız lazım.
Türkiye Kamu-Sen’in FETÖ ile yakından uzaktan alakası yoktur. Koyun koyuna yatan sendikaları biliyorum. Ama bizim ilgimiz alakamız yoktur. Aynı ortamda nefes bile almamışızdır. Ben bunu rahatlıkla ifade edebiliyorum. Hukuk içerisinde kalalım. Gerçekten militan kadroyu bulmak istiyorsanız bunun yolu bellidir. Milletimizin bir özelliği vardır. Derinlenmesine araştırmadan Allah diyenlerin peşinden koşarız. Dolayısıyla böyle bir durum var iken, bunları da bilerek hareket etmek lazım. Milletimizin yapısal özelliği dikkate alınarak değerlendirme yapılsaydı, bugün daha rahat olurduk. Haksızlıkları da yaşamazdık.
Milletimizin yaşanan olayların siyasi gelişmelerle ilgili olduğunu düşünmek de yanlıştır. 17-25 Aralıktan sonra hükümetle bu cemaat arasındaki gerginliği takip etmeyenler de var. Bundan dolayı kendisine yakın olan banka diye Bank Asya’ya gidebiliyor. Bütün bunları suç olarak görmek doğruya sevk etmez bizi. Bunların militan kadrosu varsa üst düzey çalışanları tespit edilebilirdi. Allah dedi diye bir adamın peşinden yanlış olarak gidilebilir. Hala böyle şeyler yaşıyoruz. İnsanlarımızın yapısı böyle. Muhafazakar bir milletiz. Allah dostu diye düşündüğümüz insanların peşinden gidebiliriz. O milletin özelliklerini hataya müsait bu özelliklerin değerlendirerek bir şeyler yapılsaydı şu anda bunları konuşmazdık.

Neler yaşanırsa yaşansın, doğru yola girmek için geç değil. Cumhurbaşkanının valilere uyarısını çok önemli buluyorum. 50 bin üzerinde atılan memurun yeniden geriye dönmesi için yol açabileceğini düşünüyorum.
Yaşananları siyasi operasyon olarak değerlendiren de çıkacaktır. Ya da sendikal operasyon olarak değerlendiren de çıkabilir. Bu yapılanlar bir siyasi operasyon değildir. Herhangi bir siyasi yapıya yönelik değildir. Ya da herhangi bir sendikal yapıya yönelik değildir. Bunu yaşadığımız olaylardan biliyorum. Bazı iftiralara uğrayarak açığa alınanlar da vardır.

Biz yakından takip ediyoruz. OHAL yasasını fırsata çevirmek isteyen kim olursa olsun, bize bunlarla ilgili bilgi gelirse, art niyetli davranan fırsatçılar kim olursa olsun ne gerekiyorsa yapacağız. OHAL kimseye suçsuz insanları meslekten atma yetkisi veremez. Bunun hesabı mutlaka sorulur. Bunları unutacak değiliz. OHAL bittiği zaman bunları mutlaka takip edeceğiz. Tespitleri yapıyoruz idari ve adli yollara başvuracağız “ dedi.

KONCUK: ÇALIŞMA HAYATINI SICAK GÜNLER BEKLİYOR

Bu süreçte mağduriyet yaşayan çalışanların hukuk bürolarımız vasıtasıyla yanlarında olduklarını vurgulayan Koncuk, şunları kaydetti:

“Yaşadığımız süreçte sendikalı olmanın ne kadar önemli olduğunu da gördük. Haksızlığa uğrayanlara kapımızı açıyoruz. Bir insanın meslekten atılması bizi sevindirmez. Farklı sendikadan dahi olsa bir insanın aç kalması bizi üzer. Türkiye Kamu –Sen olarak, hukuk bürolarımız ile mağduriyet yaşayan insanlara yardımcı olmaya çalışıyoruz. Sendikasızlaşma insanları ancak sahipsizliğe sürükler. Bütün memurlara ve arkadaşlarıma bu gerçeğin farkında olmaları gerektiğini söylüyorum. Tabi ki bazı öngörüsüz insanlar bu olayları sendikalı olmaktan kaynaklı olarak anlatmaya çalışabilir. Bunlara itibar edilmemelidir. Bu tür öngörüsüz insanlar her zaman olacaktır.

50 bin üzerinde meslekten atılan kamu çalışanı arkadaşımız var. PKK ile bağlantısı iddia edildiği için 11 bin 500 öğretmen olmak üzere kamuda 60 bin açık var. Dolaysıyla kamuda ciddi personel açığı doğdu. 39 bin öğretmen atıldı. Emekli dilekçesi verenler de oldu. Bu problemin de çözülmesi gerekir. Hala emeklilik işlemleri yapılmayan memur arkadaş maaş dahi alamadı. Hükümetin hızlandırıcı çalışmalar yapması lazım. Kamuda ciddi bir ihtiyaç vardır. 15 bin öğretmen alınacak. 35 bin öğretmen eksiği ile başlayacağız. Geçen yıl 75 bin ücretli öğretmen vardı. 110 bin öğretmen ihtiyacının olduğu nettir. Gönül bu arkadaşlarımızın bir an önce suçsuzluklarının tespit edilip göreve başlamasını arzu ediyor. Zaten kamunun eleman eksikliği vardı. Dolaysıyla bunların yerine demek doğru olmaz. Ama yeni eleman alımı konusunda da daha hızlı hareket etmek gerekiyor.

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sayın Mehmet Müezzinoğlu oldu. Toplu İş Sözleşmesi kararlarının uygulanması için bayramdan sonra kendisiyle görüşeceğiz. Yeni bir başlangıç yaparak, daha önceki Bakan’a izah ettiğimiz konuları gündeme getireceğiz. Bu kararların önemini anlatacağız. Bilhassa 4/C ve 4/B’lilerin kadroya alınması, KİT’lerdeki temel ücret gruplarının yeniden düzenlenmesi, üniversiteli işçilerin kadroya alınması hususunda alınan kararların uygulanmasını isteyeceğiz. Önümüzde yeni personel rejimi çalışması da var. Performans değerlendirilmesi ile ilgili rapor hazırlayarak Devlet Personel Başkanlığı’na gönderdik. Sıcak günler kapımızda, sendikal sorumluğumuzu unutmadan bunları teker teker gerçekleşmesi için gündeme getireceğiz.”

KONCUK: ÖZÜR GRUBU TAYİNLERİ İÇİN MEB BAKANI İSMET YILMAZ’A TEŞEKKÜR EDİYORUZ

İl içi tayin isteyen öğretmenlerin mağduriyetine de dikkat çeken Koncuk;
“MEB’de illerarası özür grubu tayinleri gerçekleştirildi. Sayın Bakanımıza teşekkür ediyoruz. MEB gerçekten iyi çalıştı, bilhassa İnsan Kaynakları Genel Müdürlüğü ciddi bir gayret sarfetti.

Öte yandan 2. il dışı için tayin talepleri alındı. Bilhassa mahrumiyet bölgelerinde 8-10 yıl çalışan, adeta kürek mahkûmu haline gelen öğretmenlerimiz var. Bu insanlar zorunlu çalışma sürelerini tamamlamış olmalarına rağmen tayin talepleri gerçekleşmiyor. Dolayısıyla 2. il dışı tayinlerinin yapılması için büyük gayret sarfettik, Bakanlık da bunu makul bir talep olarak gördü. Yeterli kontenjan açılmadı ama 2. il dışı tayinler yapılacak.
Ancak il içi tayin isteyen öğretmenlerimizin mağduriyeti devam etmektedir. Örneğin; Antalya’nın Gazipaşa ilçesi ile Kaş ilçesi arasında 400 kilometre mesafe vardır. Bu mesafe iki il arasındaki mesafe kadardır. Dolayısıyla bu arkadaşlarımızın tayin talepleri yerine getirilmelidir. Bu arkadaşlarımız için kilometre ya da yıl sınırlaması getirilebilirdi. Mesela 2 yıl eşinden ayrı çalışmış ise bunlara öncelik verilerek ilçe emri uygulaması yapılabilirdi ama MEB’e henüz kabul ettiremedik.

Alan değişikliği talebi var. Geçtiğimiz günlerde konuyla ilgili Bakanlık yetkilileri ile de görüştüm; bu talebi yerine getirmelerini istedim. Ama kararı MEB verecek. Biz Türkiye Kamu-Sen ve Türk Eğitim-Sen olarak tekliflerimizi sürekli gündeme getiriyoruz. İnşallah sıkıntılar zaman içinde çözülecektir” dedi.

KONCUK: SENDİKA AYRIMI YAPAN BUNDAN SONRA ALÇAK OĞLU ALÇAKTIR

Sendikal ayrım yapan kim olursa olsun hain olarak nitelendireceklerini belirten Genel Başkan, Konfederasyon olarak çalışanları için doğru olanı yapmaya devam edeceklerinin de altını çizerek şunları söyledi:
“Ülkemizin artık normalleşmesi lazım. OHAL’in uzamasını artık istemiyoruz, bize ve insanlarımıza rahatsızlık veriyor. 15 Temmuz günü yaşananlar bize bir şeyi çok iyi öğretmiş olmalı. Siyasi bir ayrılıktan uzak durulması gerektiği son derece önemlidir. Bu anlayışın en alttaki bürokrata kadar özümsenmesi lazım. Türkiye birlik ve beraberlik içerisinde birçok problemi aşacaktır. Her insanı kucaklayacağız. Liyakat öncelikli bir kucaklama dönemi başlaması lazım. Sendikal ayrımı yapan bundan sonra alçak oğlu alçaktır. Türkiye Kamu Sen olarak birlik ve beraberliğin son derece önemli olduğuna inanıyoruz. Avrupa ülkelerinde neden olmuyor darbe girişimi? Bunun masaya yatırılması lazım. Biz neden birlik ve beraberliği yansıtamıyoruz? Başka ülkelerde kimse aynı şeyi düşünmediği halde birbirine düşman olmuyor. Türkiye’nin artık bunu sağlamak adına gayret sarf etmesi lazım. Bunları aşması lazım. Bir paralel yapı da sendikal ayrımcılıktır. Bu anlayışı devam ettiren bürokrat da olsa, en üst düzey görevli de olsa gereğini yapacak, bu tür insanları her platformda deşifre edeceğiz."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder