14 Eylül 2016 Çarşamba

BASIN AÇIKLAMASI: “İçişleri Bakanı ‘Anayasayı ihlal suçu’ işliyor”


BASIN AÇIKLAMASI
Terör örgütü PKK'ya destek sağladıkları gerekçesiyle kayyum atanan Ağrı'nın Diyadin Belediyesi'nde, kayyum atanan kimi belediyelerde Kürtçe tabelalar kaldırılmıştı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, kayyum atanan bazı belediyelerde kaldırılan Kürtçe tabelaların tekrar yerine asılacağını söyledi.
İçişleri Bakanı, konuyla ilgili Twitter hesabından videolu açıklamalarda bulundu. "Türkçe gibi Kürtçe de bizim dilimizdir" diyen Bakan Soylu, gerekli talimatları verdiğini ve tabelaların tekrar yerine asılacağını söyledi.
Sn. Bakan "Türkçe gibi Kürtçe de bizim dilimizdir" diyor.. Neresinden bakarsanız bakın bu söylem,  Türkiye Cumhuriyeti Anayasasının “değiştirilmesi teklif edilemez” maddeleri arasında sayılan 3. Maddesinde “Türkiye Devleti, ülkesi ve milletiyle bölünmez bir bütündür. Dili Türkçedir” hükmüne, 
Ayrıca Anayasamızın 14. 26. 42. maddelerine açıkça aykırılık oluşturur.
Gerek Anayasamıza, gerekse Siyasi partiler yasasına göre “ülke ve ulus bütünlüğü”devletin bölünmezliğinin temel öğeleridir.
Türkiye Cumhuriyeti üniter- ulus-devlettir. Üniter bir devletin tek Resmî Dili olur; kamusal alanda bu dili kullanma zorunluluğu vardır.
Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kuruluşunda “Ortak Kurucu Unsur” yoktur. Bu nedenle Türkiye Cumhuriyeti Devleti bir “ulus devlettir” Ulus, tarihsel ve sosyal gelişmenin yarattığı birlikte yaşama olgusudur. Irk gibi antropolojik ve filolojik niteliklere dayanan dar bir kavram değildir. Mustafa Kemal Atatürk '' Ulus ''u dil, kültür ve ülkü birliği olarak tanımlamıştır. 
Diğer yandan Danıştay 8. Dairesi, 2007 yılında 'belediye hizmetlerinde çok dilli belediyecilik yolunda karar alan' Diyarbakır'ın DTP'li Sur Beldesi Belediyesinin bu uygulamasını iptal etmekle kalmamış Belediye Başkanının başkanlığını düşürmüş, kararı alan belediye meclisini de feshetmiştir. Danıştay Kararında; "Anayasa ve uluslararası sözleşmelerde belirlenen ve güvence altına alınan temel ve hak özgürlüklerin kullanımını aşan, bu kuralların amacına ve öngörüsüne aykırı bir niteliğin oluştuğu sonuç ve kanaatine ulaşılmaktadır." Denilmektedir.
Özetle geçmişte ve günümüzde bu uygulamalar ulusumuzu etnik temelde ayrıştırmaktan başka bir işe yaramamıştır/yaramayacaktır.
İçişleri Bakanı Kürtçe tabelaların yerinde kalmasını isterken, Türküye Cumhuriyetinin İkinci bir resmi dili olduğunu kabul ve beyan ediyor.  Bunun anlamı dilin, bayrağın, devletin ikileşmesidir. PKK Terör örgütünün de amacı zaten budur. Bu anayasayı devlet gücü kullanarak ihlal etme suçunu oluşturur.
Cumhuriyet savcılarının harekete geçmemelerini beklemek boşuna bir umut ama biz yine de “tarihe not düşmek” adına bu açıklamayı yapma gereği duyduk..

YÖNETİM KURULU ADINA:                                                            Mahmut ÖZYÜREK
ULUSAL EĞİTİM DERNEĞİ
ISPARTA ŞUBE BAŞKANI

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder